29 Nisan 2014 Salı

Tupperware Maceraları

Ben bu blog işini çok sevdim:), her geçen gün daha fazla görüntülenmesi beni resmen çok mutlu ediyor, bu yüzden de her kimse o tıklayanlar onlara sürekli yeni şeyler yazmak istiyorum. Ve işte bu yüzden yine burdayım:). Deli gibi aldığım, aramızda kalsın hala almaya devam ettiğim ve bundan ötürü çok mutlu olduğum bir konuyu yazacağım; çeyiz ! :) .
Neredeyse ilgi alanım diyebilirz. Ne nerede en güzel, nerede en ucuz nerede pahalı, nerede kaliteli nerede başarılı parçalar var hepsini biliyorum. En ucuzundan en pahalısına kadar çeyizime her renkten kattım, bu yüzden bu kadar bilgi birikimi. Hemen burada eklemek zorundayım bütün çeyiz alışverişlerimde yanımda olan benden desteğini hiç esirgemeyen ajandamı kendi ajandası gibi kullanan canım arkadaşlarıma en başta İrem sonra Rabia,Sibel ardından her dediğim saçmalığı dinleyen anneme ve tabiki de sponsorum ilk aşkım babama öpücükler gönderiyorum. Annemle babamın benim blogumu okuyacaklarını hiç sanmıyorum ama yine de yazmak istedim…
Bugün Tupperware'den bahsedicem. Neredeyse tencereleri dışında (benim aldığım zaman dilimi içinde) almadığım parçaası kalmadı. İşte şu sıralar bana biraz uzak olan ama benim canımın içi arkadaşımın kuzeni beni büyük bir sabırla dinleyip bütün parçaları bana temin etti. 
Aslında bizde tupper aileden gelen bir şey. Bir çeşit gelenek diyebiliriz :p . Kendimizi böyle avutuyoruz. Ama ben gördüğüm tupperların neredeyse hepsini babanemin evinde gördüm diyebilirim. Ne zaman gitsem yeni bir parçası onun evinde olur. Babanem kendi almıyor tabi, genlerim çektiği için çok mutlu olduğum 2 tane dünya tatlısı halam var benim onlar işte bu tupper canavarları :) . Hatta öyle ki aldığı yerde küçük halamın büyük forceu var, bir gün annemle gittik ve kendimizi onların gelini diye tanıttık. 
Bu ayrıntılardan bahsettmedim ama ben bayadır çeyiz alıyordum. Hatta Sibel benimle dalga geçiyor çocukluğundan beri çeyiz aldığın için neyi nereden aldığını hatırlamıyorsun diye. Gerçekten de bazen misafirlerim,arkadaşlarım ya da instagramdan soruyorlar ama nereden aldığımı hatırlamıyoor oluyorumm :).
Neyse bundan 2-3 yıl önce yine babanemde görmüştüm bu şişeleri ve o zamandan almak üzere aklıma kazımışım, nasıl bir hafıza :)
Tabiki de bu tupper alma olayına annemle gitmedim. Çünkü annem bana yılların tecrübelerinden faydalanarak onu alma bunu alma diyecekti genelde haklı olacaktı ve ben de uyuz olacaktım. Bu işlem için en yakın arkadaşımı seçtim çünkü hepsini almama izin veriyordu :) 

 Renkli şeyler alıyorsam kesinlikle kararsız kalırım, sonunda hepsini alırım. Burda da öyle oldu. Seçeneklerin hepsini aldım, evlendikten sonra gördüm ki yeni renkleri çıkmış, kendimden kesiyordum! :p Ama napayım ben alınca sanki diğerleri arkamdan ağlacakmış gibi düşünüyorum.
2 adet 1lt'lik ( mor ve mavi )
2 adet 750 ml'lik ( nil yeşili ve pembe )
2 adet 500 ml'lik ( turuncu ve yeşil )

Sonuç : Tam bir felaket. Şuanda dolabımda sadece renk olarak duruyorlar. 
Neden mi?
Çünkü koku yapıyor.
Bi sürü tupper kullanıyorum diğerleri hiç yapmıyor ancak bu şişeler o kadar kötü kokuyor ki ne şişe fırçası ne de makine kar etmedi. Çok fazla su tüketen biriyimdir sayarım içtiğim suları da bu yüzden almıştım ben de ama içinde duran su zamanla kokunca, şişe de kokunca kullanmamaya başladım.
Bunu anneme söylediğimde bana olması gerekeni söyledi tabiki babanen de söylemişti kokuyormuş sorsaydın keşke dedi. Ama nerdeeee :)
Hayır bi de özeleştirinin dibine vurayım alırken önce bir tane al sonra devamını al dimi, belki beğenmicen memnun kalmican şekildeki gibi. Ne diye hemen hepsine yapışıyorsun? Akıl işte. Alışverişte çoğu zaman kaybediyorum…

Ama bütün tupperlar kötü mü hayırrrr
Mucizevi mutfakta olmassa olmaz, gerçekten herkesin kesinlikle alması gereken bir tupper ürünü var ki bence tupperın medar-ı iftharı;
Süper Şeeeeeeef
Kendisi 3 boydan oluşuyor. Üçünün de işlevleri farklı. Ben de 3 boyu da var ama bence en büyüğü biraz gereksiz. Ya benim gibi yeni yetme bir ev hanımı henüz onun farkına varamadı da diyebiliriz. Bu yukarıda görülen küçüğü tek sıkıntı haznesi dar onun dışında işlevi efsane. Soğan, havuç, bisküvi, fındık, ceviz ve aklınıza ne geliyorsa saniyeler içinde pııııır olmuş halde :) 
Bence en güzeli soğan. Hatta bundan geçenlerde mutfakta yemek yapıcam diye kendini ve gözlerini helak eden güzel bir arkadaşım var kulakları çınlasın sen de yok mu dedim yok dedi şaşılası birşeydi çünkü kendisi neredeyse herbokologdur. Bilmediği çeyiz eşyası yoktur, herşeyden ya vardır ya da görmüştür. Hemen bir adet ona da aldım, çok rahat ettiğini söyledi inşallah faydalarını gördükçe beni anar. Güzel kalpli kız öpüyorum seni ve birtanecik kocanı da…
Bu boyun tek dezavantajı haznesi büyük ama çok fazla şey koyunca iyi karıştırılmazsa bazı kısımlarını yapmıyor. Dikkat istiyor.
Bunun biraz daha iri doğradığı dışında pek fazla bilgiye sahip değilim. Henüz 2 kişilik bir aile olduğumuz için bu kadar büyüğüne gerek olmuyor. Neden aldın o zaman diye soruyorsunuz? Aman aman nolur nolmaz :) 
Ay bu da yeni çıkmışş ben aldığımda yoktu, pembeee! 
Tam benlik..
Şimdi ablam evleniyor, hain planlarım var benim kırmızıyı ona verip ona pembesini alıp hooop eve getirmek gibi :) 
Ayyyyyy şuanda bunu yeni gördüm bu yazıyı yazarken ve buna da vuruldum. Ben en iyisi ablama alayım bunlardan ayy mahrum kalmasın dimi benim bebeğimmmm :)


Televizyon programlarına çıkan insanlar gibiyim, Acun Abi selam yollayabilir miyim? Ben burdan ablama, anneme, şuna buna selam yolluyorum diyen tipler gibiyim. N'apayım!? 
Belki bir süre sonra bu yazdıklarım da yaptıklarım da komik gelecek ama şuanda yapmak istediğim bu ve yapıyorum. Bir daha bu yaşımda ve bu kafada olmayacağım için yaşımı da hayatı da en iyi şekilde yaşamaya çalışıyorum bunu da istediklerimi hayata geçirerek yapmaya çalışıyorum. Bu kadar…

Bir ara peynirlerim küflenmesi gibi tatsız bir durum yaşıyordum o sırada imdadıma halacığım yetişti ve bana bunu hediye etti. Artık peynirlerim kurumuyor, küflenmiyor, kokmuyor. Tavsiye ederimm.
Tabi ben seviyorum diye de pembe almış, yerim onu yaa.



Bunlar boy boy bir boyu da 500gr bir kaşar peynirine göre. Benim gibi tost sever bir eşiniz varsa sizin için de ideall :). Azıcık kenarından kestikten sonra yanına bir de bir kangal sucuk alıyor, ohh miss sonrası rahatlık değil de ne  :))

Yukarıdaki üçü de aldığım ve günlük hayatta yemek kaldırmak için kullandığım güzel parçalar. Hiç bir olumsuzluğunu görmedim. Gayet başarılılar. Hatta şu en son resimdeki tatlışı maydanoz,dereotu,reyhan,kuzukulağı,nane,roka vb gibi sebzeleri doğrayıp içine koyup saklamak amaçlı kullanıyorum. Bakmayın küçük gözüktüğüne sıkıştırınca baya alıyor. Bu işlemi haftada bir yapıyorum bir daha minik minik temizleme derdi olmuyor. Hatta kapağı o kadar güzel kapanıyor ki her açmaya çalışmam güç denemesine sahne oluyor. İçindekilere de hiç birşecikler olmuyoor:)



İtiraf ediyorum bunu hiç kullanmadım. Piknik seti olarak geçiyordu, çok tatlı diye almıştım belki bir gün pikniğe gideriz de kullanırım diye bekliyor olabilirim meselaaa :))








Bunlar da gözüme kestirdiklerim :). Çoğunun pembe olması tabiki tesadüf değil :)
Şu pilavlıklardan almıştım ama yerleşirken çıkmadı. Nerelere uçtuysa artık !!!

Fiyatlarını çeşitli kampanyalara göre farklılık gösterdiği için, yanlışlığa sebebiyet vermemek adına belirtmedim.


www.tupperware.com.tr 'den
 gerekli bilgileri öğrenebilir daha fazlasını görebilirsiniz.


İşte benim tupper maceralarımın bazıları bunlardı. Kimse kusura bakmasın tupper birazcık pahalı falan ama gayet iyi bence. Sonuçta sağlık herşeyden daha da önemli. Cucumun de bu olaya bakış açısı aynı şu plastiklere bu kadar paara veriyorsun ya diyor ama bunu kısaca erkekler kadın işinden ne anlar diye özetliyoruz ve he he diyoruz. Onların da tıpkı bazen bize yaptıkları gibi. Yazı kadın-erkek ilişkilerine doğru gidiyor bence bitirmeliyim:)

Bütün fotoğrafları google searche ilgili başlıkları yazınca çıkanlardan aldım. Copy-paste yaptım yani. Hiç biri kendi çekimim değildir.

Sevgiyle kalın. Öpücükleerrr ...

26 Nisan 2014 Cumartesi

Evlenme Teklifi

Şüphesiz bütün kızlar için en unutulmaz günlerdir biridir evlenme teklifi aldığı gün. Benim için de tabikii öyle :)) . Gerçi bizde işler biraz değişik ilerledi, nişanlıyken evlenme teklifi aldım ben :) . Evlilik yolunda atılması gereken adımları atmıştık, parmağımda hem tek taşım hem de alyansım vardı:) , ama yine de bu teklifi almazsam olmazdı. Evlenme teklifi almadan evlenseydik hayatımız boyunca her anı kendime fırsat bilip bunu cucumun başına kakar etmediğimi bırakmazdım. O da bunu tahmin etmiş olacak ki bir daha bu konuda ağzımı açmayayım diye bizce en güzel teklifi etti. 
Nerden aklıma geldi bunu yazmak? Şöyle ki blogun ayarlarıyla oynamak ve yaptıklarımın nasıl durduğunu bakmak için google'a begüm ve samet yazdım baktım ki biz bayaa meşhurmuşuz google amcada :) bizi tanımadık kimse bırakmamış. Eskaza biri bizi tanımasa ve adımızı yazsa zaten herşeyimizi öğrenir. Allah'a bin şükür utanılacak, saklanacak birşeyimiz yok. Alnımız ak evelallah!
Şimdi gelelim detaylara…

Cucum herşeyi benim doğum günü sürprizimmiş gibi organize etmişti, ben sevgilisi tarafından yemeğe götürülen hatta nereye gideceğimizden bile emin bir kızdım. Kız Kulesine gidecektik, Kuruçeşme'de deniz taksiyi bekliyorduk. Laf aramızda cucum çok çok az yapar fakat sürpriz konusuunda çok iyidir, çok şükür :))

 Deniz taksiyi beklerken şu yukarıdaki manzarayı gördüm ayy ne güzelmiş dedim, itiraf ediyorum bi an düşündüm bu mu diye ama cucum o kadar farklı yöne çekti ki bi anda dikkatimi emin oldum olmadığından sonra da uzaklaştık zaten buradan. Bir süre sonra deniz taksiyle bir yere gitmeyeceğimizi, Kız Kulesi'nin de doğru tahmin olmadığını anladığımda bu kırmızı halı üzerinden yürümeye başlamıştık. Evet ben de cucum sayesinde kırmızı halıda yürümüş oldum :)))
Bütün bu organizasyon "Sürpriz Perisi" tarafından hazırlanmıştı ve son derece kusursuzdu. Herşey tam da benim zevkime uygundu. Detaylı bilgi için www.surprizperisi.com adresine girebilir hayallerinize uygun sürprizi siz de sevdiğiniz için seçebilirsiniz.


 Tam bir balon sever olduğumu çok iyi bilen sevgilim bana 8 adet balon almayı da ihmal etmemiş. Neredeyse her doğum günümde balonum olur ve ben onu saklayabildiğim kadar saklarım. Hatta en son doğum günümde uçan balonum ablamdan gelmişti onu da sönene kadar saklamıştım...

 Evet buraya kadar herşey benim için standart bir doğum günü sürpriziydi. Yemeğe çıkarılmıştım ve balonlarım vardı. Daha ne isteyebilirdim ki :)) Benden mutlusu yoktu tabiki...
 Sonra organizatör hanım tarafından fotoğraf çekilme gerekçesiyle teknenin burnuna alındık. Evet o kadar organizasyon yapılmıştı ve ben tam bir fotoğraf saklama manyağı olduğum bunu da cucum bildiği için fotoğrafçı tutmuştu ve bu anları ölümsüzleştirecektik. Bu ana kadar da anladığım hiç birşey yoktu. Balonlarım ve cucumle bir kaç fotoğraftan başka ne olabilirdi ki !? 



 Sonra beklenen teklif tabiki de diz çökerekkk :)) bir anda cucumden geldii… Zaten evlenecektik ama ileride çocuklarıma, torunlarıma anlatacağım bu anı yaşamak çok güzeldi. Cevabımı heyecandan zıplayaraak verdim. 


              Sen nasıl bir adamsın ya derken dolma parmaklarımla harika gözükmüyor muyuz !!!?


 Bu da cucume göz koyan birinin facebooktaki yorumu :). Allah'tan kıskanç biri değilimdir. Aynısın tersi olsa muhtemelen zaten o yazı şuanda yayında olmazdı da oo başka neler olurdu neler :). Allah daha güzellerini sana nasip etsin Ayşe Tosun...

 Herşey tek kelimeyle kusursuzdu. Hem harika bir doğum günü hediyesi hem de alınabilecek en güzel evlenme tekliflerinden birini almıştım. Her zaman evlenme teklifinin gerçekten sürpriz olması gerektiğini düşünüp, öyle bir teklif gelmesini isterdim ki Allah gönlüme göre verdi. Şükürler olsun..
 Bu da Sürpriz Perisi'nin bize yaptığı küçük bir kolajdı. Fotoğrafların daha fazlası ve hatta beşlik simit gibi olduğum gülmekten konuşamadığım bir video da var ama onu malesef ki yayınlayamayacağım belki cesaretimi toplarsam sonra :)



İşte bu en en en sevdiğim !
Rabbim herkese böyle güzel hatırlayabileceği günler nasip etsin. Mühim olan boğazda ya da denizde olması değildi kesinlikle benim için her zaman söylerim. Sürpriz olmasıydı, gerçekten anlamamış olmamdı.

Vee herşey bitti eve geldim, ertesi gün babama evlenme teklifi aldığımı söylediğimde verdiği tepki aynen şuydu "aa öyle mi? iyiymiş." güleyim mi ağlayayım mı bilememiştim. Babamın bir kız babası olduğu evlenmeden önce her an yaşadığım bir durumdu bu da bunlardan biriydi. Ve herşeyden öte unuttuğum bir gerçek vardı ki biz nişanlıydık ve düğünümüze 1yıldan az bir zaman vardı :)). Onun da böyle bir tepki vermesi aslına bakılırsa normaldi.
Fakat;
Beklediğim tepkiyi her ne kadar anlamış olsalar da en yakın arkadaşlarım verdi. Sanki bana birşey olmuş gibi ( her zaman herşey için organizasyon düzenleyebilecek potansiyelde biriyimdiir) hemen bir yemek ayarladım neyse buluştuk. Her şey hayal ettiğim gibi oldu anlattım ve beklediğim tepkileri aldım.  İnsanın böyle güzel şeyleri anlatabileceği arkadaşlarının olması ne güzel bir duygu. Öpüyorum hepinizi…

Velhasıl evlenme teklifi almayı planlıyorsanız sevdiğinize çaktırmadan bu yazıyı gösterebilir etmeyi planlıyorsanız da fikir alabilirsiniz. 
Sağlıcakla kalın  :))

Kartvizitler..

Dün cucumle Medcezir izlerken bir cümle üzerine kanalize olduk ve azıcık konuştuk. Sonra düşünme fırsatım oldu ve şimdi de paylaşıyorum.
Kartvizitler insanı değiştirir mi?
Bence kesinlikle evet…
Bunu hayatımda o kadar çok örnekle yaşadım ki..
Kartvizitin tabiki de altında yatak büyük gerçek para. Aslında soru dosdoğru böyle sorulsa küstahça gözükebilir belki ama gerçek bu. Parayla değişen insanlar görmediniz mi hiç? Araba alıp değişen, evlenip değişen, parayı sonradan bulup değişen? Hepsinde aynı samimiyetsizlik yok mu? Yüzüne haykırmak istersin ama susarsın. Çünkü cevabı kestirebilirsin. "Ne alakası var ya?" "Saçmalama ya" vb..
Bazı insanları aslında toplum malesef ki adam yerine koymaz, koyamaz.. İşte bu durumda devreye para girer. O yüzdendir kıroyum ama para bende replikleri. Ne konuşacak bişey bulursun ne de anlatacak. Sohbetler o kadar bayağıdır ki, hep alınanlar anlatılır. Doğrudan ya da dolaylı parayla yapılan şeyler.. 
Ama işte onların da elinden gelen budur, bir çeşit tutunma çabasıdır. Kimisi bunu çok güzel yapar kendini geliştirerek yapar o zaman ağzını açmazsın. Kimisi de beceremez ama beceremediğini de kabul etmez. Aslında ne demişse büyükler söylemiş iğneyi başkasına, çuvaldızı kendine batırıcaksın. Bir başkasını eleştirirken önce bi bak bakalım sen onun yaptıklarını yapıyor musun? Eleştirdiğin özellikler sen de var mı? Yok ama biz toplum olarak bunu pek beceremeyiz. Başkalarını suçlamayı çok severiz ama söz bize geldiğinde hiç bir suçlamayı ya da eleştiriyi kabul etmeyiz. Başlarız car car konuşmaya.  


Bu tip insanlardan bir de bu insanları sürekli yeren insanlardan uzak durmayı öğrendim… Konuyu nereden nereye getirdim… İşte bu da benim kabiliyetsizliğim… Niye yazıyorsun  o zaman diye soruyorsundur belki, yazamıyorsan yazma kardeşim zorunda mısın diyorsundur belki ama şuanda yapmak istediğim bu ve yapıyorum. Sadece kendim okuyacak olsam bile yapıyorum. 
Bu hayat benim ;)

25 Nisan 2014 Cuma

cybelas'a :)

Canım arkadaşlarımın bana hediye ettiği bu güzel blogu artık aktif olarak (bu sefer valla kesin) kullanmaya karar verdim. Öyle spesifilk bir konum yok, bir öyle bir gün böyle. Bir gün cucumle gittiğimiz bir yeri bir günse yediğim ya da yaptığım birşeyi paylaşabilirim. Her an herşey beklenebilir benden. Ayy blogumu Sibel okuyorsa ya da okursa bir ara kesin beni gebertir. Ne için mi? Tabikii de yaptığım yazım hataları için. N'apayım öğrenememişim bu kısmını :(((
Zamanımın çoğunu evde geçirdiğim için şu ara özellikle mutfağa ve sunumlara sarmış durumdayım. Evlenmenin en güzel taraflarından biri de bu galiba :)) Bütün ayrıntıları da isteyen olursa paylaşırım tabiki de. İnstagramdan da takip edip oradan da sorabilirsiniz, zaten burada resimlerin çoğu da instagramdan gelmiş olur genelde :) 
Bu da ordan bir kare. Cucumle bir akşamki çay keyfimiz...
Yarın görüşürüz, öptüümm sizii..