24 Haziran 2014 Salı

Thassos - Yunanistan

Begüm ve Samet evlendi de tatillere gidiyor, baksanıza şu işe :)
Balayından beri ilk tatilimiz olacaktı o yüzden şahsen ben heyecanlıydım. Tatil için Thassos Adası'nı seçtik. İyi de ettik, güzel bir adaymış. İstanbul'a da çok yakın. Arabayla 5 saat sürüyor. İpsala'dan geçtikten kısa bir süre sonra 'ferry boats' tabelalarını görmeye başlıyorsunuz ve hoooop Keramoti'ye varıp adaya geçiş yapıyorsunuz. Geçiş yaklaşık yarım saat sürüyor. Araba ve içinde şöför dahil 4 yolcu 28 euro tutuyor. Bir de Kavala'dan geçiş varmış ama o daha uzun sürdüğü için tercih etmedik. Bir de İstanbul'dan gidenler için feribota varma mesafesi daha uzun oluyor. Keramoti'den de her yarım saatte bir kalkan bir feribot var. 

Thassos sakin bir ada. Hareketli tatilleri seven biriyseniz sizin için doğru tercih olacağını sanmıyorum. Adanın çevresi 90 km. Ama çok virajlı olduğu için dolaşması uzun sürüyor. Takribi 1-2 saatte çevresini geziyorsunuz. Ada halkı genelde misafirperver. Yemek konusunda hiç sıkıntı çekmeceysiniz çünkü herşey türk yemeği :) . Tek sıkıntı et yiyeceğiniz yerlerde domuz olup olmadığını sorun. Turistik bir yer olduğu için domuz tüketimi de var çünkü.

Adada navigasyon yardımı alarak kolaylıkla herşeyi bulduk, aklınızda bulunsun :)

Keramoti'den geçiş yaptığınız zaman Limenas'a gelmiş oluyorsunuz. Kavala'dan geçerseniz de adanın diğer tarafı Prinos'a gelmiş oluyorsunuz. Biz Limenas'a geldik. Burası küçük merkez. Çarşısı yürüyerek 10 dakikada gezilecek kadar küçük. Biz bilmediğimiz için otel seçimini merkezde yaptık ama gerek yokmuş. Eğer arabayla gidiyorsanız otelinizin nerde olduğunun bir önemi yok, çünkü adanın her yerini gezeceğiniz için merkezde olmanıza gerek yok pek. Biz hemen merkezde Hotel Galini'de kaldık. Geceliği 60 euroydu ama gerek yokmuş yani adayı gezdikten sonra onu anladık. Daha ucuz ve temiz bir sürü otel vardı. Otelimiz oldukça güzeldi yinede, sıfırdı bir kere. Benim gibi banyo takıntısı olan biri için kusursuzdu diyebilirim :)) Ada zaten neredeyse otelden oluşuyor :). Bir de Eli Maria Otel var yine merkezde orası da geceliği 40 euro. Diğerleri hakkında bir fikrim yok :)

1.gün öğlen,
İlk gün internetten öğrendiğimiz kadarıyla adanın en popüler plajı olan Golden Beach'e gittik. Açıkçası çok beğenmedim. Çok esprisi olan bir yer değil. Şezlonglu ve arkasında restoranları olan uzun bir beach. Birşeyler içerseniz şezlong parası almıyorlar, içmezseniz ya da yanınzda götürdüyseniz ücret ödüyorsunuz.
Tam sezon olmadığı için su sporları aktivitileri yoktu ama normalde varmış. Golden Beach'i çok beğenmesek bile gittiğimiz ve gördüğümüz için mutluyuz. Öğleden sonra biraz sıkıldığımız için kalkıp GİOLA'ya gittik. Gİtmez olaydıkkk :))) .


Hiç tabelası olmayan bir yer en başta onu diyeyim. İnşaat işçilerine sorduk öyle gittik. Berbat bir yoldan uzun süre gittikten ve arabadan inip baya bi yürdükten sonra vardık. Hİç bir esprisi yok. Pişman oldum gittiğime :) . Gitmesi değil de yukarı çıkması aşırı yorucuydu. Hamileyseniz, çocuğunuz ve ya fazla kilonuz varsa kesinlikle önermiyorum. Resimleri aşağıdaki gibi işte bundan ibaret başka bir numarası yok ve aşırı soğuk olduğunu söylediler ama hiç değildi.


Bizim Hasan Boğuldu'nun buna bin basacağını düşünüyorum :).
Ama illa gidicez görücez diyosanız arabayla gidebileceğiniz yere kadar, hatta yerde tekerlek izlerini görene kadar devam edin. Biz bi yerde parking tabelalarını görüp bıraktık sonra pişman olup dönüp geri aldık. Yorucu oldu baya.
 





1.günün akşamında,
Limenas'ın en ünlü tavernasına gittik. Taverna Simi. Kesinlikle gidin. 
Biz öyle çok beğendik ki tatil boyunca iki kez gittik. 
Taverna deyince benim gibi çalgılı bi yer beklemeyin, onlarda taverna bildiğin restoran :))
Simi harika bir yer, methedildiği kadar var cidden. Turistik bir yer bu yüzden menü çok zengin. Et,balık,tavuk hatta makarna bile var ve hepsi aynı oranda güzel. Test ettim onayladım :)
Simi'ye ait en çok beğendiğim şey fired feta oldu. Mutlaka deneyin. Onun dışında patlıcanı çok başarılıydı burada hiç bir balık/et restoranın da yemediğm türden bir mezeydi. Bir de caciki var bizim haydari gibi her an getiriyorlar :)
İnstagramdan da bakabilir, takip edebilirsiniz ama buraya da koyuyorum :)


2.gün öğlen, 
Aliki Beach' gittik. Ve neredeyse tatilin en unutulmaz günlerini burada yaşadık. Burası bir koy ve gerçekten çok güzel bir koy. Sıra sıra restoranlar ve önlerinde şezlonglar. Biz Alice'in yerinde oturduk mezeleriyle, yemekleriyle başarılıydı. Tavsiye ederim :). İlk gün şezlong ücretini peşin alıyorlar, yemek yerseniz de hesaptan düşüyorlar. İkinci kez gittiğimizde hiç şezlong ücreti istemediler bile :))))


2.gün akşam, 
Artık balık yemekten hafiften sıkılmaya başlamıştık ki, kuzu & oğlak çevirmeleriyle meşhur Panagia'ya gittik. İlaç gibi geldi :) . Thassos'a gittiyseniz buraya mutlaka uğrayın. Aliki Beach'e giderken buranın içinden geçeceksiniz zaten. Minik bir kasaba gibi burası. Bizim türk kahvelerine benzeyen amcaların sabahtan akşama kadar oturup kahve içtiği kahvehaneler bile var :). 
Tam merkezde koca bir çınar ağacı var, o çınar ağacının altında bir restoran var ki biz oraya gittik ve şiddetle tavsiye ediyorum. Çınar ağacının dibindeki restoranın karşısında da bir restoran var, hatta onun valesi bile var ama oraya gitmedik.Belki güzeldir ama ben denediklerimi yazıyorum :). Kokoreç ve kuzu söyledik, kokoreç çok güzel değildi, gerek yok söylemeye bence ama kuzu perfectoyduu !

3.gün öğlen,
Gitmediğimiz yerlere gitme niyetindeydik ve bu günde Makryammos Otel'inden denize girmeyi tercih ettik. Makryammos Oteli 4 yıldızlı bir otel olup, çok elit bir kumsalı var. Sakin ve dingin bir gün geçirdik. İçeri girerken kişi başı 3 euro ücret alınıyor. Bizimkiler Aliki'yi daha çok beğendi ama burası da hoş bir yerdi bana göre. Çok enteresan bir şezlong sistemi yapmışlar, öyle boş bulduğuna gidip çökemiyorsun, sahibi olmayanlar kapalı ve kilitli. Resepsiyona gidip hangilerinin müsait olduğuna bakıp, yer beğenip, anahtar alıyorsun. Ben ilk defa gördüm, Türkiye'de hiç bir beachte böyle bir sistem görmedim henüz :)
Akşam,
Çok beğendiğimiz için yeniden Taverna Simi'ye gittik :). Simi çok popüler bir yer olduğu için mutlaka rezervasyon yaptırmanızı öneririm. Aksi takdirde yer bulamayabilirsiniz. Biz 2 gün de rezervasyon yaptırarak gittik.

4.gün öğlen,
Dedim ya bizimkiler çok beğendi diye o yüzden yeniden Aliki Beach'e gittik. Burası güzel bir yer, belki bizim kadar beğenmezsiniz ama mutlaka bir kere de olsa gidin görmüş olursunuz.
Akşam,
Görmediğimiz bir yer kalmıştı o da adanın bir diğer ucu olan Limenaria'ydı. Burası da adanın diğer merkezi gibi. Feribotların yanaştığı Prinos'a oldukça yakın. Limenas'tan daha büyük, gelişmiş ve turistik. Daha fazla cafe&restoran var bir kere. Küçük bir tur atıp, fotoğraf çekilmeyeni dövdükleri bu yerde fotoğraf çekildik :)
Buranın önünde minik bir cafe vardı orada akşam yemeği vaktini bekledik. Akşam yemeği için burası pek hoşumuza gitmedi ve canlar et çekmeye başlamıştı o yüzden çevirmeleriyle ünlü bir başka yere gittik; Theologos Köyü.
Burası da mevsimine göre oğlak ve kuzu çevirmeleriyle meşhur. Buranın en ünlü restoranı Agusto fakat biz tam duracakken önünde turist otobüsü durduğu için farklı bir tercih ettik. Etmez olaydık :) Gittiğimiz yerden memnun ayrılmadık. Agusto'dan biraz daha ileride merdivenle çıkılan bir restoranda yedik ama hiç güzel değildi. Panagia'daki kuzunun yanına bile yaklaşamazdı. Ayrıca ev yapımı ouzo'ları vardı ki bunlar tamamen kolonya kokuyordu. Başarısız bir tecrübe oldu yani…




                           5.gün,
Artık yolcudur abbas bağlasan durmaz :). Sabah erkenden kalkıp Marble Beach'e gittik. Burayı görmeden adadan ayrılmak istemiyordum ki iyi ki de gitmişiz. Burası doğanın dengesini bozmamak adına olduğunu düşündüğüm için hiç birşeyin olmadığı bir koy. Ne bir tuvalet ne bir restoran ne de bir büfe var. Gelenler ya bizim gibi bir saatliğine ya da buzdolabıyla geliyor. Şezlong, şemsiye falan da yok. Yolu da bi o kadar kötü, 5-6 km içeri girip, tangur tungur gidiyorsunuz. Yürümeye kalkmayın bitmez çünkü :), arabayla bile baya uzun sürüyor fakat çekilen eziyete değiyor zira suyu ve kumsalı çok güzel. Bütün gün geçirilecek bir yer değil ama mutlaka görülmesi gereken bir yer...












Alexandroupolis'e uğrayıp, sahildeki şu meşhur türkçe menülerin bile verildiği restoranda güzelce kazıklanıp ülkemize geri döndük :)

İnstagram'dan takip ederseniz ayrıntılı fotoğrafları görebilirsiniz. 
Merak ettiğiniz her şeyi de mail atabilirsiniz :)
smdbeg08@hotmail.com
Öptüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder